Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırma çabaları, mevcut şebeke altyapısındaki sınırlamalar nedeniyle yavaşlarken, çözüm hibrit güneş santrallerinde bulunuyor. Ember tarafından yayımlanan yeni rapora göre, rüzgar ve hidroelektrik santrallere entegre edilecek hibrit güneş santralleri, hem şebeke yatırımı ihtiyacını azaltıyor hem de elektrik üretimini verimli şekilde artırıyor.
Rapora göre, 2024 Eylül’ünden bu yana iletim seviyesinde yeni kapasite tahsisi yapılmaması, Türkiye’de lisanssız güneş enerjisi yatırımlarının %65’inin reddedilmesine yol açtı. Bu durum, Türkiye gibi güneş potansiyeli yüksek bir ülkede enerji dönüşümünü sekteye uğratıyor. Mevcut durumda dağıtım seviyesinden bağlanabilecek kapasite yalnızca 0,52 GW ile sınırlı.
HİBRİT GÜNEŞLE 8 GW EK KAPASİTE MÜMKÜN
Ember’in potansiyel analizine göre, halihazırda işletmedeki rüzgar ve hidroelektrik santrallerin hibrit güneşle entegre edilmesi halinde, 8 GW’lık ek kapasiteye ulaşmak mümkün. Bu kapasite, Türkiye’nin mevcut jeotermal ve biyokütle santrallerinin toplam kurulu gücünden fazla. Ekonomik koşullar elverişli hale geldiğinde bu potansiyel 25 GW’a kadar çıkabiliyor.
YATIRIM HIZINI ENGELLEYEN MEVZUATLAR VAR
Hibrit yatırımların önündeki en büyük engel ise mevzuatlar. Mevcut sistemde hibrit güneş santrallerinin birincil enerji kaynağıyla aynı sahada kurulma zorunluluğu ve kapasite limitleri, yatırımcının önünü tıkıyor. Ember, bu kuralların kaldırılmasıyla Türkiye’nin güneş kurulu gücünü kısa sürede %35 artırabileceğini belirtiyor.
KURAKLIK VE ŞEBEKE KRİZİNE ÇİFT ÇÖZÜM
Kuraklığa bağlı üretim düşüşlerinin yaşandığı hidroelektrik santrallerde, hibrit güneş sistemleri kritik önem taşıyor. Rapora göre, yalnızca 5,7 GW’lık hibrit güneş kurulumu dahi hidro üretimi %2,5 artırabiliyor. Ayrıca baraj tipi HES’lerde 53 GW’lık yüzer güneş potansiyeli bulunuyor. Bu potansiyelin değerlendirilmesi, iklim değişikliği risklerine karşı enerji güvenliğini sağlayabilir.
GÜNEŞ, RÜZGARI GERİDE BIRAKABİLİR
2024 verilerine göre hibrit güneş santralleri, bağlı oldukları ana kaynakların üretim kapasitesine ortalama %14 ek katkı sağladı. Malatya ve Adıyaman’daki örnek hibrit santraller, bölgesel üretim verimliliğini neredeyse iki katına çıkardı. Güneşten gelen üretim, rüzgarın azaldığı saatlerde devreye girerek enerji akışını dengeledi.
BASİT DEĞİŞİKLİKLERLE BÜYÜK KAZANIM
Raporda, kapasite sınırlarının kaldırılması, saha bütünleşikliği şartının esnetilmesi ve veri şeffaflığının artırılması gibi adımlarla 8 GW’lık kapasitenin hızla devreye alınabileceği vurgulanıyor. Aynı trafoya bağlı olması koşuluyla, hibrit projelere esneklik tanınması gerektiği belirtiliyor.
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE FIRSAT PENCERESİ AÇILDI
Ember Enerji Analisti Çağlar Çeliköz, “Yeni şebeke yatırımı gerektirmeyen hibrit sistemler, mevcut altyapıyla daha fazla yenilenebilir enerji üretmeyi mümkün kılıyor. Basit düzenlemelerle büyük kazanımlar sağlanabilir” ifadelerini kullandı. HESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Tuğsuz Güven ise, “Kuraklıkla mücadele ve sistem güvenliği için hibrit projelerin ivedilikle desteklenmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Kaynak: Manşet Haber - Haber Merkezi