Küresel ekonomik yavaşlamaya rağmen yeşil bina uygulamaları dünya genelinde büyüme hızını sürdürüyor. McGraw-Hill Construction tarafından yürütülen araştırma, çevre dostu bina projelerinin artık yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda güçlü bir iş stratejisi olarak görüldüğünü gözler önüne seriyor.
YEŞİL BİNA SEKTÖRÜ ANA AKIM İNŞAATIN BİR PARÇASI HALİNDE
Araştırma sonuçlarına göre sürdürülebilir bina projeleri, artık niş bir yatırım alanı olmaktan çıkıp inşaat sektörünün ana akım faaliyetleri arasına yerleşti. Katılımcı firmaların büyük bölümü, bu dönüşümün arkasında müşteri talepleri, işletme maliyetlerini azaltma hedefi ve kurumsal imajı güçlendirme isteğinin bulunduğunu vurguluyor.
YENİ PROJELERDE YEŞİL STANDARTLARA GEÇİŞ HIZLANIYOR
Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 63’ü, önümüzdeki üç yıl içinde yeni ticari projelerinde yeşil bina standartlarını uygulamayı amaçlıyor. Kurumsal yapılarda bu oran yüzde 45, mevcut binaların enerji verimliliği ve çevresel performansını artırmaya yönelik yenileme projelerinde ise yüzde 50 seviyesinde.
SÜRDÜRÜLEBİLİR DÖNÜŞÜMDE LİDER ÜLKELER
Bölgesel verilere göre, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık ve Singapur, yeşil bina dönüşüm projelerinde ön plana çıkıyor.
- 
Brezilya’da yeni ticari projelerin %83’ü,
 - 
Birleşik Arap Emirlikleri’nde %73’ü,
 - 
Birleşik Krallık’ta %65’i,
 - 
Singapur’da ise %69’u yeşil bina projeleri olarak planlanıyor.
 
Çevreci inşaat yaklaşımının sadece gelişmiş ülkelerde değil, yükselen ekonomilerde de hızla benimsendiğini ortaya koyuyor.
YEŞİL BİNALARDA MALİYET DÜŞÜYOR
McGraw-Hill Construction’ın verileri, yeşil binaların hem işletme maliyetlerini azalttığını hem de varlık değerini artırdığını gözler önüne seriyor. Yeni projelerde ilk yıl sonunda %8 tasarruf beklenirken, beş yıl içinde bu oranın %15’e kadar çıkabileceği değerlendiriliyor.
Ayrıca yeşil binaların:
- 
Tasarım ve inşaat firmaları açısından %7,
 - 
Bina sahipleri açısından %5 oranında değer artışı sağladığı tespit edildi.
 
YENİLEME PROJELERİ EKONOMİK KAZANÇ GETİRİYOR
Yenileme projelerinde yıllık işletme maliyeti tasarrufu %9, beş yıllık dönemde ise %13 seviyesinde gerçekleşiyor. Bu tür projelerde geri dönüş süresi ortalama 7 yıl, yeni yatırımlarda ise 8 yıl olarak hesaplanıyor. Yeşil dönüşümün sadece çevresel değil, uzun vadeli ekonomik kazanç sağlayan bir yatırım modeli olduğunu ortaya koyuyor.
“DOĞRU OLANI YAPMAK”
Bu araştırmaya göre, enerji ve su tüketiminin azaltılması, iç hava kalitesinin iyileştirilmesi ve karbon ayak izinin düşürülmesi firmaların bu alana yönelmesinde belirleyici oluyor. Henüz bu alana yatırım yapmamış firmalar için en önemli motivasyon “doğru olanı yapmak”, aktif firmalar için ise finansal tasarruf ve marka değeri artışı olarak ön plana çıkıyor.
YEŞİL MİMARİ KÜRESEL İKLİM HEDEFLERİNE KATKI SAĞLIYOR
McGraw-Hill Construction verileri, yeşil bina uygulamalarının ekonomik gerileme dönemlerinde bile büyümenin ve yeniliğin ana itici gücü haline geldiğini gösteriyor.
Çevresel sürdürülebilirliği merkeze alan bu yaklaşım, hem yatırımcılar hem de bina sahipleri için uzun vadeli finansal faydalar sağlarken, küresel iklim hedeflerine doğrudan katkı sunuyor.
Haber Merkezi