Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) yenilenebilir enerji yatırımları son yıllarda büyük bir hız kazandı. OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü’nün açıkladığı verilere göre, OSB’lerdeki elektrik üretiminin yüzde 60’ı artık yenilenebilir enerjiyle üretiliyor. Biz de bu dönüşümün sanayiye etkilerini, Enerji Sistemleri Mühendisi Selenay Altun Derya ile konuştuk.
“SANAYİDE YEŞİL DÖNÜŞÜM ARTIK BİR SEÇENEK DEĞİL, ZORUNLULUK”
Enerji Sistemleri Mühendisi Selenay Altun Derya, OSB’lerde yenilenebilir enerji kullanımının Türkiye sanayisinin geleceğini doğrudan etkilediğinin altını çizdi. “Bugün OSB’lerdeki enerji üretiminin yüzde 60’ı yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Bu oran, sadece çevresel değil, ekonomik sürdürülebilirlik açısından da tarihi bir dönüm noktası. Artık sanayide yeşil dönüşüm bir seçenek değil, rekabet için bir zorunluluk haline geldi” dedi.
Derya, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarının OSB’lerde hızla arttığını, özellikle çatısında güneş paneli bulunan fabrikaların sayısının her yıl katlanarak çoğaldığını vurguladı.
“ENERJİ MALİYETLERİ ÜRETİMİN GİZLİ BELİRLEYENİ”
Derya’ya göre sanayi işletmelerinde enerji maliyetleri, toplam üretim giderlerinin yüzde 25 ila 40’ını oluşturuyor. “Bir fabrikanın rekabet gücü, artık enerji yönetimiyle ölçülüyor. Verimlilik, sadece tasarruf değil aynı zamanda stratejik bir avantaj. Bu nedenle OSB’lerdeki her yeni tesisin enerji performansı hesaplanarak planlanması gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
Derya, özellikle enerji verimliliği projelerinin hem karbon ayak izini azalttığını hem de işletme bütçelerine doğrudan katkı sağladığını belirtti.
“4.800 MEGAVATLIK GÜCÜN YÜZDE 60’I YENİLENEBİLİR KAYNAKLARDAN”
Selenay Altun Derya, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü’nün paylaştığı verilerin sanayi dönüşümünü net biçimde ortaya koyduğunu belirtti: “Türkiye genelinde OSB’lerde 4 bin 800 megavatlık kurulu enerji gücü var ve bunun yüzde 60’ı yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Bu oran, Avrupa ortalamasına çok yakın. Türkiye, planlı sanayi politikasıyla enerji dönüşümünde güçlü bir konuma ilerliyor” dedi.
“ENERJİ VERİMLİLİĞİ REKABETİN ANAHTARIDIR”
Enerji Verimliliği Derneği’nin yürüttüğü projelere de değinen Derya, enerji verimliliği kavramının artık çevresel bir zorunluluğun ötesine geçtiğinin altını çizdi. “Enerji verimliliği artık doğrudan rekabetin bir parçası. Karbon yoğunluğunu düşürmek, ürün başına enerji tüketimini azaltmak sadece çevreyi değil, üretim maliyetlerini de koruyor. Bu yüzden devlet teşviklerinin bu yönde çeşitlenmesi çok değerli” dedi.
Derya, fan, motor ve pompa verimliliği gibi küçük yatırımların bile geri dönüş süresinin 2-3 yıl arasında değiştiğini, bu nedenle sanayicilerin bu fırsatları daha fazla değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.
“ISITMA VE SOĞUTMADA ENERJİ KAYIPLARI GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”
AB destekli teknik destek projesi kapsamında yürütülen ısıtma ve soğutma verimliliği etütleri hakkında konuşan Derya, sanayinin en büyük enerji kayıplarından birinin bu alanda yaşandığını belirtti: “Türkiye’nin altı farklı iklim bölgesinde yapılan etütlerle, sanayi tesislerinde ciddi verimlilik potansiyelleri ortaya konacak. Bu sadece sanayiye değil, konut sektörüne de örnek teşkil edecek” dedi.
“TÜRKİYE ENERJİ İTHALATINA MAHKUM DEĞİL”
Selenay Altun Derya, Türkiye’nin enerji geleceğine dair umutlu konuştu: “Türkiye yılda 60-70 milyar dolar enerji ithal ediyor ama bu kader değil. Biz bu enerjiyi ülkemizde üretebiliriz. Yenilenebilir enerji, sadece bir çevre politikası değil; ekonomik bağımsızlığın da temel taşıdır” diyerek sözlerini tamamladı.
YEŞİL SANAYİ YÜKSELİYOR
OSB’lerde yenilenebilir enerji oranının yüzde 60’a ulaşması, Türkiye’nin enerji dönüşümünde geldiği noktayı açıkça gözler önüne seriyor. Enerji Sistemleri Mühendisi Selenay Altun Derya’nın da vurguladığı gibi, enerji verimliliği artık sanayinin geleceğini belirleyen en önemli unsur.
Haber Merkezi