Gazze’ye insani yardım götürürken İsrail tarafından saldırıya uğrayan Küresel Sumud Filosu’ndaki Türk aktivistler, Türkiye’ye getirildikten sonra Adli Tıp Kurumu’nda sağlık kontrolünden geçirildi. Aktivistler, sağlık kontrollerinin tamamlanmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifadelerini sundu.
Soruşturma, Türk vatandaşlarının uluslararası sularda alıkonulması ve “eziyet, nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” gibi suçlamalar kapsamında devam ediyor.
“GEMİMİZE DRONLA BOMBALI SALDIRI DÜZENLEDİLER”
Aktivist Haşmet Yazıcı, ifadesinde, açık denizde gemilerine dronla bombalı saldırı düzenlendiğini, yelkenin yandığını ve bazı kişilerin yaralandığını söyledi. Yazıcı, İsrail komandolarının hücum botlarıyla teknelerine baskın yaparak kısa sürede kontrolü ele geçirdiğini aktardı:“Limanda 3 saat boyunca ellerimiz arkada, kafamız yere bastırılmış şekilde beton zeminde bekletildik. Yaşlılar dayanamayınca tekmeyle kafalarına bastılar.”
“PİS TÜRKLER, ZATEN KOKUYORSUNUZ” DİYEREK HAKARET ETTİLER
Yazıcı, Türkçe ifade vermek istediklerinde kadın bir güvenlik görevlisinin “Pis Türkler, zaten pis kokuyorsunuz” diyerek ırkçı ifadeler kullandığını ve tepki gösterdiğinde tehdit edildiğini anlattı.
Ayrıca, İsrail askerlerinin kendilerine, “Gazze’ye mi gidiyordunuz? O halde tatilinize İsrail hapishanelerinde devam edin” diyerek alaycı sözler sarf ettiklerini ifade etti.
“NAMAZ KILARKEN ENGEL OLDULAR”
Bir diğer aktivist Bekir Develi, sorgu sürecinde yaşadıkları işkenceleri detaylı şekilde anlattı:“Ellerimiz arkadan sıkı şekilde kelepçelendi, morardık. İki gün boyunca yiyecek, dört gün boyunca ise su verilmedi. Namaz kılmaya çalıştığımızda müdahale ettiler. Dronlarla defalarca taciz edildik.” Develi, kişisel eşyalarının da İsrail askerleri tarafından çalındığını ifade etti.
“AVRUPALILARA BİZDEN FARKLI DAVRANDILAR”
Aktivist Mesut Çakar ise, Türk vatandaşlarına ayrımcı muamele yapıldığının altını çizdi: “Avrupalı aktivistlere dokunmadılar ama bizi sıcak asfalt üzerinde başımız yere değecek şekilde beklettiler. Bazılarının kolu kırıldı, eşyalarımız alındı ve susuzluktan tuvalet çeşmesinden su içmek zorunda kaldık.” Çakar, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in cezaevine gelerek aktivistlerle alay ettiğini, askerlerin ise fotoğraf ve video çekip sigara içerek güldüklerini ifade etti.
İsrail ordusu, 1 Ekim 2025’te Gazze’ye insani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu’na uluslararası sularda saldırı düzenlemiş, 36’sı Türk toplam 137 aktivisti yasa dışı şekilde alıkoymuştu.
Olayın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “uluslararası hukukun ihlali”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “eziyet” ve “mala zarar verme” suçlamaları kapsamında geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Savcılık, 11 savcıdan oluşan özel bir ekip görevlendirdi ve ifade vermek isteyen yabancı aktivistlere de bu hakkı tanıdı.
Haber Merkezi