Türkiye genelinde etkisini gösteren kuraklık, tarımsal üretimin yanı sıra enerji arzını da ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) yayımladığı son haritalara göre temmuz ayında ülke genelinde “şiddetli kuraklık” yaşandı. Azalan yağışlar, barajlardaki su seviyesini düşürerek hidroelektrik santrallerinin üretimini önemli ölçüde sınırladı.
METEOROLOJİ’DEN KAYGI VEREN KURAKLIK HARİTASI
MGM’nin kuraklık analizi haritaları, Türkiye’nin geniş bir kesiminde yağışların mevsim normallerinin oldukça altında kaldığını ortaya koydu. Orta Anadolu, Güneydoğu ve Ege’nin iç kesimlerinde kuraklık seviyesi en ağır kategori olan “şiddetli kuraklık” düzeyine ulaştı.
SU AZALDIKÇA ENERJİ ÜRETİMİ DÜŞÜYOR
Kurak ve yağışsız hava, içme ve sulama suyunun yanı sıra enerji üretiminde kullanılan barajları da vurdu. Nehirlerdeki debinin düşmesi, barajlara gelen su miktarını azaltarak hidroelektrik santrallerinin (HES) üretim kapasitesini kısıtladı. Bu gelişme, enerji planlamasında fosil yakıtlı santrallerin daha yoğun kullanılmasına neden oluyor.
HES’LERİN ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ PAYI %15’E ÇEKİLDİ
Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre, son kuraklık dalgası hidroelektrik santrallerinin toplam elektrik üretimindeki payını yüzde 15 seviyelerine düşürdü. Normalde daha yüksek payla üretim yapan HES’ler, su seviyesinin düşmesi nedeniyle baz yük talebini karşılayamaz hâle geliyor. Bu da doğal gaz ve kömür santrallerinin devreye girme oranını artırarak enerji maliyetlerini yükseltiyor.
ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN KRİTİK BİR UYARI NİTELİĞİNDE
Enerji uzmanları, iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklık riskinin, uzun vadede enerji arz güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor. Hidroelektrik üretimdeki düşüşün, yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve su yönetimi politikalarının güçlendirilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğuna dikkat çekiliyor.
Kaynak: Manşet Haber - Haber Merkezi