Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Levent Kandemir, 1-7 Ekim Normal Doğum Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, normal doğumun yalnızca tıbbi bir tercih değil, aynı zamanda toplum sağlığı açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı.
SEZARYEN ZORUNLU DURUMLARDA YAPILMALI
Dr. Kandemir, sezaryenin yalnızca tıbbi zorunluluk hallerinde uygulanması gerektiğini belirterek, “Normal doğum yapan anneler, doğumdan kısa süre sonra günlük yaşamlarına dönebilir. Anne ile bebek arasındaki cilt teması daha hızlı gerçekleşir ve bu bağlanmayı güçlendirir. Enfeksiyon, kanama ve pıhtılaşma riski sezaryende daha yüksektir” dedi.
ANNE VE BEBEK SAĞLIĞI İÇİN EN GÜVENİLİR YÖNTEM
Normal doğumun hem anne hem de bebek sağlığı için en doğal ve güvenilir yöntem olduğunu belirten Kandemir, şu ifadeleri kullandı:
“Normal doğum yapan annelerde sonraki gebeliklerde riskler daha düşüktür. Doğum sürecine aktif katılım, anneye güven duygusu kazandırır ve doğum sonrası depresyon riskini azaltır. Bebek, doğum kanalından geçerken faydalı bakterilerle temas ederek bağışıklık sistemini güçlendiren doğal bir koruma kazanır. Ayrıca akciğerlerindeki sıvının atılması kolaylaşır ve solunum sorunları daha az görülür.”
DSÖ: İDEAL SEZARYEN ORANI YÜZDE 10-15 ARASI
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre ideal sezaryen oranı yüzde 10-15 arasında olmalı. Ancak Türkiye’de bu oranın halen istenilen seviyeye inmediğini belirten Kandemir, Sağlık Bakanlığı’nın “Normal Doğum Dostu Hastane” projeleri, doğum öncesi eğitim sınıfları ve anne dostu uygulamalarıyla bu oranı artırmaya çalıştığını hatırlattı.
"TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN BİR ÇAĞRI"
Normal Doğum Haftası’nın yalnızca bir farkındalık kampanyası değil, aynı zamanda anne ve bebek sağlığını korumaya yönelik bir toplumsal çağrı olduğunun altını çizen Dr. Kandemir, “Sezaryen oranlarını azaltmak, hem annelerin hem de bebeklerin sağlığını korumak kadar, sağlık sisteminde maliyetlerin düşürülmesi açısından da önemlidir” diye konuştu.
Kaynak: İHA
