Tweet |
Seda TENER
Kerem Çilli, elektrik üretimi konusunda sade vatandaşın ulaşabileceği içeriklerin az olduğunu düşünerek içerik üretmeye başladı. Her evin çatısında güneş paneli görme hedefiyle çıktığı yolda, vatandaşlara web sitesi, blog sayfası ve youtube kanalından ulaşmaya çalışıyor.
Youtube kanalı “technicall_tr” 13.000 abone üzerinde ve blog sayfası keremcilli.com ise aylık ortalama 15 bin kullanıcı tarafından ziyaret edililiyor.
Enerji Haber’in Kerem Çilli’ye soruları ve cevaplar şöyle:
Yenilenebilir enerjiyi Türkiye'ye anlatmak için makaleler yazıyor, videolar ve dersler hazırlıyorsunuz. Yola çıkarken bu çalışmalarda amacınız neydi? Hedeflerinize doğru ne kadar yol aldınız? Çalışmalarınızdan nasıl dönüşler aldınız?
Güneş enerjisinden elektrik üretimi aslında ülkemiz için yeni gibi görünse de geçmişi eski olan bir sistem. Ancak “sade vatandaş” olarak adlandırdığımız kesimi bilgilendirici içerik konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu düşündüm. Bu sebep çıkış noktamız oldu. Bu sistemlerin herkes tarafından bilinirliğini arttırmak ve ürün seçimlerinde ödemesinin karşılığını tam olarak alabilmesiydi.
Hedefim her evin çatısında güneş panellerinin olduğu günleri görmek. Zor bir hedef ve zaman alıcı ancak insanların elektrik üretebileceklerini bilmeleri gerekir. Bu noktada çok yavaş ilerliyoruz maalesef. Ama web sitemiz ve Youtube kanalımız ile elimizden gelen gayreti sarfediyoruz. Youtube kanalımız “technicall_tr” 13.000 abone üzerinde ve blog sayfamız keremcilli.com ise aylık ortalama 15 bin kullanıcı tarafından ziyaret edilmektedir. Yavaş yavaş ancak istikrarlı bir biçimde büyüyoruz. Tabi ki bu süreçte olumlu olumsuz birçok geri dönüş alıyoruz hepsi bizim için kıymetli, insanların bakış açılarını öğreniyoruz.
Güneş enerjisi için güneş ışını gerekli olduğunu biliyoruz. Akşamları da ay ışığından bir enerji üretilmesi sizce mümkün mü? Böyle bir teknolojiyi hangi ülke için öngörüyorsunuz?
Neden olmasın! Ayışığı sadece şarkıların ilham kaynağı olmanın ötesine tabi ki geçebilir. Tarih yapılamaz denilen şeylerin yapıldığı örneklerle dolu. Bence burada kilit nokta buna ihtiyaç duyacak mıyız? Çünkü depolama sistemleri hızlı bir biçimde geliştiğinden dolayı artık gece bile güneş varmış gibi gündüz depoladığımız enerjiyi kullanıyor olacağız. Ama şartlar gerektirirse sorunuzdaki senaryo gerçekleşebilir. Kimin gerçekleştireceği konusunda fikrim yok ama genel olarak, en çok patent sahibi olan ülkelerden birisi gerçekleştirecektir diyebilirim.
-Artık işyerlerinde güneş enerjisi santralleri sayesinde elektrik üretiliyor ve fazlası devlete satılıyor. Bu durumun devlet için olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Türkiye’de kurulan bir çok santralden sonra geldiğimiz noktada istenen şey; kendi ihtiyacınızı karşılamak üzerine sistemler kurmak.. Bu enerji verimliliği açısından çok önemli çünkü tüketim yaptığınız yerde elektrik üretmek en verimli çözümdür. Yani evimizde buzdolabı, çamaşır makinası, televizyon, lamba, klima gibi elektrik tüketeçlerinin ihtiyacını çatımıza kuracağımız güneş enerji santrali ile gerçekleştirmek. Aynı konu büyük bir endüstriyel tesis için de geçerli.
Devlet açısından bakıldığında olumsuz bir durum olduğunu düşünmüyorum, bence olumsuz senaryo dağıtım şirketleri açısından görünmektedir (ilk bakışta ). Ancak dağıtım şirketlerinin de sadece elektriği vatandaşa ulaştıran ve her ay fatura kesen bir yapıdan, daha farklı bir yapıya geçeceğini öngörüyorum.
Enerji iletim hatlarındaki kayıpların verimsiz yapının, herkesin kendi enerjisini üreteceği mikro ölçekli santrallerle bambaşka ve çok daha verimli bir noktaya evrileceğini düşünüyorum.
Yenilenebilir enerji kapsamında güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinin birlikte kullanıldığı projeler olduğunu duyuyoruz. Bu birlikteliğin ekonomik ve çevresel değeri nedir sizce?
Rüzgar enerjisi uzmanlığımın dışında olan bir konu olduğu için genel bir çerçeve çizmeye çalışayım. Bugünün ve geleceğin enerji kaynakları artık yenilenebilir enerji kaynakları olacağı çok aşikar. Dünya fosil yakıtlardan çıkmaya başlıyor ve hızlı bir şekilde de devam edecektir. Burada rüzgar, güneş, biokütle, hidro gibi kaynaklar depolama teknolojilerinin entegrasyonu ile birlikte çok daha güçlü ve stabil kaynaklar haline gelecekler.
Çevre konusundaki hassasiyetlerin giderek arttığını görüyoruz çünkü artık herkes biliyor ki bu haliyle sürdürülebilir bir durum değil. Kullan at mantığından da bir an evvel sıyrılıp, geri kazanım sistemlerini yaşam biçimi olarak benimsemek kritik öneme sahip. Yoksa klişe haline gelmiş olan “çocuklarımıza temiz bir gelecek bırakmak” imkansız hale gelecek.
Ekonomik açıdan bakıldığında da dışa bağımlılığı azaltacak sistemler olduğunu düşünüyorum. Elektrik enerjisini üretirken çevreyi en az kirleten yöntemlerle elektrik üretmek için “yenilenebilir” kaynaklar başrolde olacaktır. Yatırım maliyetleri ve geri dönüş süreleri açısından da 3-5 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında ciddi bir düşüş olduğu söylenebilir. Ama bir 3-5 sene daha bekleyelim denildiğinde bu kadar hızlı bir düşüş artık olur mu? Bence kolay değil…
Türkiye birçok ülkeye göre güneşlenme süresi fazla olan bir ülke. Peki Türkiye bu durumu avantaja çevirme konusunda ne kadar başarılı?
Enerji konusu çok stratejik bir konu ve içerisinde birçok dinamik var. Türkiye’nin güneşlenme süreleri tatmin edici düzeyde olsa da, enerjinin çeşitlendirilmesi de oldukça önemli. Gönül isterdi ki Türkiye’nin elektrik tüketiminin yarısı sadece güneşten sağlansın.
2020 itibariyle baktığımızda Türkiye’de kurulu 91 GW kapasitenin 6 GW lık bölümünü güneş enerjisi oluşturuyor. Bence yeterli değil ancak çok da kötü değil diyebilirim. Gelecek ile ilgili yapılan tahminlerde güneş enerjisinden elektrik üretiminin, üreteçler arasında en çok tercih edilenlerin başında geleceğini söyleyebilirim.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji üretiminde yerlilik projeleri hangi konumda? Dış ülkelere bağımlılık ne derecede?
Türkiye’de yerlilik anlamında çalışmalar devam etmekte ve yüzde olarak belirli bir noktaya geldiği söylenebilir. Yerli hücre üretimi noktasında da çalışmalar devam ettiğini duyuyoruz, okuyoruz. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta yeni teknolojilerin burada üretilebilmesidir. Ar-ge anlamında da yatırımlara hız verilmeli diye düşünüyorum. Yerlilik konusu farklı anlamda değerlendirilebilir. Maalesef hücre olarak panelin temelini oluşturan malzeme konusunda halen bağımlıyız diyebilirim ancak bunu değiştirebilme ihtimalimizde oldukça yüksektir.
beylikdüzü escort,istanbul escort,beylikdüzü escort,ataköy escort,esenyurt escort,avcılar escort,bakırköy escort,esenyurt escort,esenyurt escort,avcılar escort,beylikdüzü escort
tesettürlü escort,fatih escort,türbanlı escort,travesti escort,taksim escort,beylikdüzü escort,çapa escort
gaziantep escort,gaziantep rus escort,gaziantep escort,seks hikayeleri