Türkiye’nin en köklü enerji buluşmalarından biri olan EIF Enerji Kongresi ve Fuarı, bu yıl da uluslararası katılımla İstanbul’da gerçekleştiriliyor.
Manşet Haber’e konuşan EIF Yürütme Kurulu Başkanı ve Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, 19. EIF Enerji Kongresi ve Fuarı’nda enerji sektörünün geleceğini, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini ve fuarların ekonomiye katkısını değerlendirdi.
ENERJİ SEKTÖRÜNÜN NABZI TUTULUYOR
EIF Yürütme Kurulu Başkanı Murat Dilek, etkinliğin 19 yıldır düzenli olarak sürdüğünü ve enerji sektörünün nabzını tuttuğunu belirtti. Dilek, “Yıllar önce bu tür organizasyonlar yurt dışında yapılırdı. Şimdi ise dünyanın dört bir yanından alıcılar İstanbul’a geliyor. Türkiye artık tercih edilen bir üretim üssü haline geldi.” dedi.
GÜNEŞ VE RÜZGAR ENERJİSİ ÖNE ÇIKTI
Bu yılki fuarda Güneş ve Rüzgar Enerjisi temalarının öne çıktığını söyleyen Dilek, Türkiye’nin rüzgâr enerjisinde 13 bin megavat kurulu güce ulaştığını hatırlatarak, “Rüzgâr santrallerinde kullanılan kule, kanat, dişli gibi birçok parça artık Türkiye’de üretiliyor. Üretimin yüzde 70’i ihracata gidiyor. Bu alanda 30 bine yakın kişi istihdam ediliyor” bilgisini paylaştı.
Güneş enerjisinde de Türkiye’nin büyük ilerleme kaydettiğini belirten Dilek, yeni mevzuatlarla birlikte depolama sistemlerinin önem kazandığını söyledi. “Artık evlerin çatısına kurulan güneş panelleriyle neredeyse bedava elektrik elde edilebiliyor. Bu sistemler 5 yılda kendini amorti ediyor ve sonrasında bedava enerji üretiyor. Üstelik her bir panel 50 ağacın karbon salımını önlüyor” dedi.
GELECEK GÜNEŞ ENERJİSİNDE
EIF Yürütme Kurulu Başkanı Murat Dilek, vatandaşları yenilenebilir enerjiye yönelmeye çağırdı. “Artık kamu elektrik maliyetlerini faturalara yansıtmaya başladı. Yakında faturalar el yakacak. Bu yüzden herkesin çatısına güneş paneli kurması gerekiyor. Türkiye’nin geleceği doğalgazda değil, güneş enerjisindedir” ifadelerini kullandı.
Güneş panellerinin sadece evler için değil, iş yerleri ve sanayi tesisleri için de avantaj sağladığını vurgulayan Murat Dilek, “Ticarethaneler için amorti süresi 4 yıla kadar düşüyor. Dedelerimiz Keban Barajı’nı kurarken bizden zengin değildi ama gelecek nesillere bedava enerji bıraktı. Biz de aynı sorumlulukla davranmalıyız” şeklinde konuştu.
“İHRACAT BAĞLANTILARI KURULUYOR”
Ticari istihbarat yöntemlerini kullanarak farklı ülkelerden yatırımcıları Türkiye’ye getirdiklerini söyledi. Özbekistan, Hırvatistan ve Almanya gibi ülkelerden gelen alıcıların fuarda yerli üreticilerle buluştuğunu belirten Dilek, “Firmalar burada satışlarını gerçekleştiriyor, ciddi ihracat bağlantıları kuruluyor. Bu, ülke ekonomisi için büyük bir kazanım” ifadelerini kullandı.
“DİJİTAL FUARLAR YÜZ YÜZE FUARLARIN YERİNİ TUTMADI”
Pandemi döneminde dijital fuarları da denediklerini hatırlatan Dilek, yüz yüze fuarların yerini hiçbir şeyin tutmadığını vurguladı. “İlk yıl çevrim içi fuarlar işe yaradı ama insanlar el sıkmak, ürünlere dokunmak istiyor. Özellikle yerli sanayiciler yatırımcıyı karşısında görmek istiyor. Dijital fuarların devri bitti, biz yeniden sahadayız” diye konuştu.
Fuarların sadece tanıtım değil, aynı zamanda ülke ticaretinin lokomotifi olduğunu belirten Dilek, “Almanya ve Çin bu işi çok iyi yapıyor. Müşteriyi fuarlarla buluşturarak sanayilerini büyüttüler. Biz de Türkiye’de aynı modeli uyguluyoruz. Fuarcılığın özü yatırımcıyı bulmaktır” sözlerine ekledi.
YERLİ ÜRETİM DESTEKLENMELİ
Fuarın gelecek yıllarda da büyüyerek devam edeceğini belirten Dilek, yerli üretimin desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. “Yabancılar ‘serbest ticaret, yerli sanayiye avantaj verilmemeli’ diyor ama biz farklı düşünüyoruz. Yerli üreticimiz, yurt dışındaki tedarik zincirine dâhil olana kadar desteklenmeli. Bu sektör trilyon dolarlık bir potansiyele sahip. Türkiye’nin mutlaka bu işin mutfağında yer alması gerekiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Kaynak: Haber Merkezi
Röportaj: Leyla Çelik
Editör: Mert Çebişci
