Türkiye ile ABD arasında imzalanan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve nükleer enerji işbirliği anlaşmaları, iki ülke arasındaki stratejik iş birliğini daha da güçlendiriyor. Geçtiğimiz ay imzalanan Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı, sivil nükleer teknolojilerde teknolojik ve düzenleyici işbirliğini geliştirmeyi hedefliyor.
Aynı dönemde BOTAŞ ile ABD’li bir LNG ihracatçısı arasında yapılan uzun vadeli anlaşma kapsamında Türkiye, 2026 yılından itibaren yılda yaklaşık 4 milyar metreküp ABD LNG’si tedarik edecek. Bu adımlar, hem enerji güvenliği hem de ekonomik işbirliği açısından stratejik bir dönüm noktası niteliğinde.
“TÜRKİYE ENERJİ KAYNAKLARINI ÇEŞİTLENDİRİYOR”
Hudson Institute Amerikan Enerji Güvenliği Girişimi Direktörü Brigham McCown, Anadolu Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, iki anlaşmanın da enerji güvenliği açısından stratejik önem taşıdığının altını çizdi.
McCown, nükleer mutabakatın Türkiye’nin enerji sisteminde istikrarsız tedarikçilere olan bağımlılığını azaltmayı amaçladığını, ABD açısından ise nükleer ihracat pazarını genişleterek yeni istihdam olanakları yaratacağını vurguladı: “Bu anlaşma, teknoloji paylaşımı, yakıt güvenliği ve düzenleyici uyum yoluyla Türkiye'nin artan enerji talebini karşılamayı olanak sağlıyor. Aynı zamanda NATO’nun güneydoğu kanadını güçlendiriyor.”
McCown, işbirliğinin ilerleyen dönemde Küçük Modüler Reaktör (SMR) projelerini de kapsayabileceğini ve teknoloji transferine ilişkin ayrıntıların zamanla netleşeceğini söyledi.
KAZAN-KAZAN MODELİ
ABD ile yapılan LNG anlaşması, 2026’da başlayacak 20 yıllık bir tedarik programını içeriyor. McCown, bu anlaşmanın hem arz güvenliği hem de ekonomik istikrar açısından “kazan-kazan” bir model sunduğunun altını çizdi.
Yılda 4 milyar metreküp ABD LNG’si tedarik edecek olan Türkiye, gerektiğinde ek başvuru opsiyonu da kullanabilecek. “Kış aylarında artan talebi karşılamak için teslimatlar optimize edilecek. Bu da Türkiye’de tüketicilere daha düşük doğal gaz faturası anlamına gelebilir.”
Gazın ABD Körfez Kıyısı terminallerinden sevk edileceğini belirten McCown, Türkiye’de gazlaştırma tesislerinde işleneceğini söyledi. Bu anlaşmanın Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının yüzde 10’undan azını karşılayacağına dikkat çeken McCown, buna rağmen fiyat istikrarı açısından orantısız derecede olumlu bir etki yaratacağını sözlerine ekledi.
DÜŞÜK MALİYET, İSTİKRARLI ARZ
McCown’a göre LNG ve nükleer işbirliği, Türkiye’nin enerji piyasasında arz güvenliğini artırırken maliyetleri de düşürecek. “Arzda küçük bir artış bile fiyat dalgalanmalarını azaltır. Bu anlaşmalar, Türkiye’nin enerji tedarikini çeşitlendirirken ABD ile ticaret hacminin 100 milyar dolar hedefini destekleyecek.”
Nükleer işbirliği kapsamında ABD teknolojisinin Türkiye’de devreye alınmasıyla elektrik arzında istikrar sağlanacak ve üretim maliyetleri düşecek. Bu süreç, Türkiye’nin düşük karbonlu enerji dönüşümü için de önemli bir adım olacak.
Haber Merkezi
