İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi’nde düzenlenen 4. Sektör-Akademisyen-Öğrenci Buluşması, madencilik sektöründe sürdürülebilirlik ve çevreyle uyumlu üretim modellerinin geleceğini tartışmaya açtı. “Sorumlu ve Sürdürülebilir Madencilik” temasıyla gerçekleştirilen etkinlik, maden endüstrisinin dönüşüm sürecinde akademi, kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Bu yıl Yeniköy Kemerköy Enerji’nin altın sponsorluğunda düzenlenen programda, doğru bilgi paylaşımı, yeşil dönüşüm ve madencilikte sosyal sorumluluk ön plana çıktı.
SORUMLU VE SÜRDÜRÜLEBİLİR MADENCİLİK
İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde gerçekleştirilen buluşmaya; MAPEG Genel Müdürü Arslan Narin, İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya ve Yeniköy Kemerköy Enerji Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık katıldı.
Etkinlikte madenciliğin sadece ekonomik değil, çevresel ve toplumsal boyutları da masaya yatırıldı. Katılımcılar, sürdürülebilirlik standartlarından çevresel rehabilitasyona, madencilikte yeşil dönüşümden toplumsal sorumluluğa kadar geniş bir yelpazede fikir alışverişinde bulundu.
“MADENLER OLMADAN HAYAT OLMAZ, AMA TOPRAĞI DA KORUMALIYIZ”
Ev sahibi olarak konuşan İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, sürdürülebilir madencilik anlayışının : “Madenler olmadan hayat olmaz. Ancak bu kaynakları çıkarırken toprağın üstünü de korumamız gerekiyor. Öğrencilerimizle birlikte sürdürülebilir madenciliğin geleceğini tartışıyor olmak bizler için çok değerli. Sektör, akademi ve gençlerin bir araya gelmesi, madenciliği daha bilinçli ve sürdürülebilir bir temele taşıyacak.”
Etkinlik boyunca öğrenciler, sektör temsilcileriyle birebir görüşmeler yaparak staj ve kariyer fırsatlarını değerlendirdi.
“DOĞRU BİLGİYİ PAYLAŞMADAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MÜMKÜN DEĞİL”
Yeniköy Kemerköy Enerji Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık, konuşmasında Dünya Ekonomik Forumu 2025 Raporuna atıfta bulunarak dezenformasyonun madencilikteki en büyük risklerden biri haline geldiğini ifade etti: “Zeytin taşıma faaliyetleriyle ilgili kamuoyunda ciddi bir bilgi kirliliği var. Zeytin taşınabilen bir ağaçtır ve bu yöntem birçok ülkede uygulanıyor. Türkiye’de zeytin varlığı son 15 yılda neredeyse iki katına çıktı. Böyle bir tabloda ‘zeytin yok ediliyor’ demek gerçeği yansıtmıyor” dedi.
Işık, Ankara Üniversitesi öncülüğünde yürütülen bilimsel çalışmalarda 151 zeytin ağacının taşındığını ve aynı bölgeye 300 yeni fidan dikildiğini, sürecin sıfır fireyle ilerlediğini altını çizdi.
“KÖYLER YOK OLACAK” İDDİALARI GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Işık, son dönemde kamuoyunda sıkça dile getirilen “Milas’ta köyler yerinden ediliyor” iddiaları hakkında konuştu: “Kazı alanımız ruhsatlı maden sahamızın sadece yüzde 3,7’sini oluşturuyor. Köy merkezlerini etkileyecek, bölge halkını yerinden edecek bir durum söz konusu değil. Bu tür söylemler büyük bir dezenformasyon örneğidir” ifadelerini kullandı
Gerçekleri şeffaf biçimde paylaşmanın da sorumlu madenciliğin bir parçası olduğunu vurgulayan Işık, toplumun doğru bilgiye ulaşmasının sürdürülebilir madenciliğin temel şartı olduğunu belirtti.
“MADENCİLİK BİLİMLE YÜRÜDÜĞÜNDE DOĞAYLA BARIŞIK HALE GELİR”
Konuşmasının sonunda öğrencilere seslenen Işık, bilimin ışığında yürüyen bir madenciliğin doğayla uyumlu olabileceğini belirtti: “Bugün burada paylaşılan her bilimsel veri, dezenformasyona verilmiş bir cevaptır. Madencilik, bilim rehberliğinde ilerlediğinde tüm ekosistemle barışık olabilir. Şeffaf, hesap verebilir ve bilimin izinden giden bir sektör geleceğin madenciliğini oluşturacaktır” dedi.
Kaynak: İHA