Irak’ın kuzeyinde yaşanan metan gazı zehirlenmesi nedeniyle 12 askerin şehit olması, kamuoyunun dikkatini bir kez daha bu görünmez tehlikeye çevirdi. Uzmanlar, metan gazının özellikleri, zehirlenme belirtileri ve alınması gereken önlemler konusunda uyarıyor.
Doğal gazın ana bileşeni olan metan, doğada renksiz ve kokusuz olarak bulunur. Özellikle petrol ve doğalgaz üretim tesislerinde, çöplüklerde, kömür madenlerinde, atık su arıtma istasyonlarında ve hayvancılık çiftliklerinde yoğun şekilde ortaya çıkar. Kapalı alanlarda biriken metan, sessiz ama ölümcül bir tehlikeye dönüşebilir.
Metan gazının doğrudan toksik olmamasına rağmen, yüksek yoğunluklarda ortamdan oksijeni uzaklaştırarak boğulmaya neden olabileceği belirtiliyor. Bu gazın en büyük tehlikesi ise fark edilmemesi. Renksiz ve kokusuz yapısı nedeniyle çoğu zaman hissedilemeyen metan gazı, bu nedenle doğalgaz sistemlerine özel koku verici maddeler eklenerek tespit edilebilir hâle getiriliyor.
Metan gazına maruz kalındığında belirtiler, yoğunluk ve maruz kalma süresine göre değişiyor. Hafif durumlarda baş dönmesi, bulantı, sersemlik ve halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkarken, orta seviyede kas zayıflığı, hızlı nabız ve bilinç bulanıklığı görülebiliyor. Ağır zehirlenmelerde ise bilinç kaybı, nöbet geçirme, solunum durması ve ölüm yaşanabiliyor.
Uzmanlara göre metan gazının en büyük tehlikesi, solunduğunda ortamdaki oksijeni yerinden etmesi. Bu durum, vücudun ihtiyaç duyduğu oksijenin alınmasını engelleyerek kısa sürede ciddi sağlık problemlerine yol açıyor. Metan, %5 ila %15 arası konsantrasyonlarda bile patlama riski taşırken, uzun süreli maruz kalmalarda beyin ve kalp gibi hayati organlarda kalıcı hasarlara neden olabiliyor.
Zehirlenme şüphesi durumunda ilk müdahalenin hayati önemde olduğunu vurgulayan Karagöl, şu adımları öneriyor:
Gaz kaynağı kapatılmalı, ortam havalandırılmalı,
Elektrik düğmelerine kesinlikle dokunulmamalı,
Kişi temiz havaya çıkarılmalı, solunum ve nabız kontrol edilmeli,
Gerekiyorsa kalp masajı ve suni solunum uygulanmalı,
112 Acil Servis mutlaka aranmalı.
Metan sıvılaştırılmış haldeyken temas ettiği ciltte donmaya, doku ölümüne neden olabiliyor. Bu gibi durumlarda da mutlaka tıbbi müdahale gerekiyor.
Metan gazı sadece insan sağlığı açısından değil, iklim değişikliği bakımından da risk taşıyor. Karbondioksite göre 20 yıllık sürede yaklaşık 84 kat daha fazla ısı tutma kapasitesine sahip olan bu gaz, küresel ısınma üzerinde büyük etkiye sahip. Bu nedenle kontrolsüz salınımı, çevresel dengeleri de tehdit ediyor.
Uzmanlar, özellikle madenler, endüstriyel tesisler, kapalı tanklar ve altyapı çalışmalarında metan gazı riskinin ciddiye alınması gerektiğini vurguluyor. Giyilebilir metan dedektörleri, sabit gaz algılama sistemleri ve iyi havalandırma sistemleriyle bu risk önemli ölçüde azaltılabiliyor.
Kalibrasyon gerektirmeyen gelişmiş sensör teknolojileri sayesinde metan gazı sızıntıları önceden tespit edilerek olası kazaların önüne geçilmesi hedefleniyor.
Renksiz, kokusuz ve sessiz bir gaz olan metan, gerekli önlemler alınmadığında hem insan sağlığı hem de çevresel denge açısından ciddi tehditler oluşturabiliyor. Bu nedenle uzmanlar, toplumsal farkındalığın artırılması ve güvenlik uygulamalarının her alanda titizlikle hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Kaynak: Manşet Haber – Haber Merkezi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.