Türkiye’de iklim alanında çalışan 15 sivil toplum kuruluşunu bir araya getiren İklim Ağı, hükümetin 2035 yılı için açıklayacağı yeni iklim hedefinin, sera gazı emisyonlarını bugünden itibaren azaltmaya odaklanması gerektiğini duyurdu. Türkiye, kısa süre içinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS) ulusal katkı beyanını (NDC) sunacak.
İklim Ağı’nın açıklamasında, Türkiye’nin Avrupa’da iklim değişikliğine en kırılgan ülkelerden biri olduğuna dikkat çekildi. Her geçen yıl sel, kuraklık ve orman yangını gibi afetlerin daha şiddetli ve sık meydana geldiği belirtildi. Bu nedenle yeni hedefin sadece uluslararası yükümlülükler için değil, toplumun geleceği için de kritik olduğu belirtildi.
Türkiye, 2022’de 2030’a kadar emisyonları artış senaryosuna göre yüzde 41 azaltmayı taahhüt etmişti. Ancak bu hesaplama, 2030’a gelindiğinde emisyonların aslında yüzde 30’dan fazla artacağı anlamına geliyor. Bu nedenle İklim Ağı, mevcut hedeflerin iklim krizini durdurmak için yetersiz kaldığını ifade etti.
Ayrıca, iklim politikalarını yönlendiren İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu’nda (İDUKK) sivil toplum uzmanlarının yer almaması da eleştirildi. İklim Ağı, söz konusu kurulda yer almasının gerekli olduğunu vurguladı.
İklim Ağı, yeni iklim hedefi için altı önceliği şu şekilde sıraladı:
Fosil yakıtlardan çıkış: Kömür kullanımının sonlandırılması, yeni petrol ve gaz yatırımlarına izin verilmemesi, Fosil yakıt teşviklerinin 2030 yılına kadar tamamen sonlandırılması.
Adil geçiş: Fosil yakıt sektöründeki işgücünün dönüşümünü destekleyen ve kırılgan grupları koruyan mekanizmaların uygulanmaya başlanması.
Doğa koruma: 2030’a kadar korunan alanların yüzde 30’a çıkarılması, ekosistemlerin onarılması.
Gıda güvencesi: Agroekoloji ve onarıcı tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılması, su tüketiminin yarıya düşürülmesi.
Orman yangınlarıyla mücadele: Yeni iklim projeksiyonlarına uygun önleme planları, teşkilatın donanım kapasitesinin güçlendirilmesi.
Sağlık: Kişi başına düşen yeşil alan miktarının artırılması, sıcak hava dalgalarına karşı sağlık planları yapılması.
Açıklamada, net sıfır ile karbon nötr kavramları arasındaki farklılığa da dikkat çekildi. Net sıfır, tüm sera gazlarının dengelenmesini ifade ederken; karbon nötr yalnızca CO₂ emisyonlarını kapsıyor.
Sivil toplum kuruluşları azaltım çağrısı yaparken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, hükümetin 2030’a kadar kömürden elektrik satın alım garantisi vereceğini duyurdu. Bayraktar, yeni kömür santrali yatırımlarına teşvik sağlanacağını ve alım garantilerinin 2045’e kadar sürdürülebileceğini açıkladı.
Yeşil Düşünce Derneği Başkanı Özlem Taşdemir Teke: İklim krizinin artık geleceğe dair bir öngörü değil, bugüne dair yakıcı bir gerçek olduğunu vurguladı. İddialı hedeflerin, Türkiye’nin yeşil finansmana ulaşmasında belirleyici olacağını ifade etti.
Greenpeace Türkiye’den Emel Türker Alpay: Emisyonların düşürülmesinin enerji güvenliği ve dayanıklılık için zorunlu olduğunu, özellikle kömürün azaltım sorumluluğunun merkezinde yer aldığını ifade etti.
Mekanda Adalet Derneği’nden Hülya Çeşmeci: Mevcut iklim kanununun 2053 net sıfır hedefine ulaştıracak somut mekanizmalar içermediğini belirterek, kömür teşviklerinin adil geçişin önünde engel olduğunu ifade etti.
WWF Türkiye’den Ceren Pınar Gayretli: Doğal ekosistemlerin iklim krizine karşı en büyük güvence olduğunu söyledi. Maden kanununda yapılan değişikliklerin korunan alanları tehdit ettiğini ve kuraklığı daha da artıracağını dile getirdi.
Kaynak: Manşet Haber – Haber Merkezi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.