Küresel ısınmanın atmosferdeki hava akımlarına müdahale ettiği, bu durumun ise uçuşlarda güvenlik riskleriyle birlikte enerji kullanımını artırdığı bildiriliyor. Özellikle görünmez temiz hava türbülansı (CAT) şiddet ve sıklık bakımından artıyor, bu durumun havacılık sektöründe yakıt kullanımını ve karbon salımını yükselteceği öngörülüyor.
Reading Üniversitesi’nden atmosfer bilimci Paul Williams’a göre, küresel ısınma sonucu jet akımlarındaki dikey rüzgâr kesimi (vertical wind shear) artıyor ve bu durum; uçağın rotasından sapmasına, yakıt verimliliğinin düşmesine ve daha uzun uçuş sürelerine yol açıyor. Önümüzdeki on yıllarda açık hava türbülansı güzergâhlarının iki ila üç katına çıkacağı öngörülüyor.
Benzer araştırmalar, özellikle jet akımları etkisindeki Kuzey Yarımküre’de, hafiften şiddetliye, açık hava türbülansı yoğunluğunda kayda değer artış olduğunu ortaya koyuyor.
Havayolu şirketleri, şiddetli türbülansı önlemek için rotalarını değiştirmek durumunda kalabiliyor. Bu tür yön değişiklikleri, uçuş sürelerini uzatıyor ve yakıt tüketimini artırıyor. Bu durum, enerji tüketimini artırırken dolaylı olarak CO₂ salımının da yükselmesine yol açıyor.
Örneğin, Avrupa’da EUROCONTROL tarafından derlenen verilere göre kötü hava koşulları nedeniyle uçaklar toplamda 1 milyon kilometreden fazla ek yol katederek yaklaşık 19.000 ton ekstra CO₂ salımı gerçekleştirdi.
Havayolu taşımacılığı 2023 yılında küresel enerjiyle ilişkili CO₂ emisyonlarının %2,5’ine katkı sağladı ve bu emisyon miktarı hızla artmaya devam ediyor.
Bu durum, havacılık sektörünü hem uçuş güvenliğini güçlendirecek çözümler aramaya hem de yakıt verimliliğini artıran teknolojilere yönelmeye zorluyor. Yapay zeka destekli rota optimizasyonu, yeni uçak tasarımları ve sürdürülebilir havacılık yakıtları (SAF) gibi çözümler sektörün gündeminde.
Kaynak: Manşet Haber – Haber Merkezi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.