ABD Enerji Bakanlığı’nın (DOE) yayımladığı tartışmalı iklim raporu, bilim çevrelerinde geniş yankı buldu. Trump yönetiminin iklim düzenlemelerini geri çekme planlarına dayanak olarak hazırlanan 140 sayfalık raporda, Carbon Brief’in yaptığı doğruluk kontrolüne göre 100’den fazla yanlış veya yanıltıcı ifade bulundu. Uzmanlar, çalışmayı bilimsel değil, “politik propaganda” olarak nitelendiriyor.
RAPOR İKLİM DÜZENLEMELERİNİ GERİ ÇEKMEK İÇİN HAZIRLANDI
23 Temmuz 2025’te yayımlanan rapor, ABD Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA) 2009’da yürürlüğe koyduğu ve sera gazlarının halk sağlığına tehdit oluşturduğunu belirten “tehlike bulgusu”nu geri çekmek amacıyla hazırlandı. Söz konusu bulgu, ülkedeki iklim politikalarının hukuki temelini oluşturuyor.
BİLİM İNSANLARINDAN TEPKİ
Raporda, “CO₂’nin sanıldığı kadar zararlı olmadığı” ve “aşırı emisyon azaltımının faydadan çok zarar getireceği” gibi ifadeler yer aldı. Fakat uzmanlar bu iddiaları ağır şekilde eleştirdi.
Stanford Üniversitesi’nden Dr. David Lobell, “İklim değişikliğinin tarıma verdiği zarar, iddia edilen faydaların çok ötesinde” dedi.
Michael Mann, raporu “fosil yakıt endüstrisinin hazırladığı propaganda” olarak tanımladı.
Zeke Hausfather, raporun “bilimsel bir çalışma değil, komplo metni” izlenimi verdiğini söyledi.
TARAFSIZLIK TARTIŞMALARI
Carbon Brief’in incelediği kaynaklarda, raporda kullanılan 350 referansın yaklaşık %10’unun bizzat rapor yazarlarına ait olduğu belirlendi. Bu durum, çalışmanın tarafsızlıktan ve bilimsel güvenilirlikten uzaklaştığı eleştirilerine neden oldu.
ÇEVRE ÖRGÜTLERİNDEN HUKUKİ MÜCADELE
Raporun bilimsel denetimden geçmeden ve kapalı süreçlerle hazırlandığı iddiası, çevre örgütlerini yargıya başvurmaya yöneltti. Rapora karşı açılan davalarda, iklim politikalarının zayıflatılmaya çalışıldığı ve bunun kamu yararına aykırı olduğu savunuluyor.
TÜRKİYE’ YE ÇIKAN MESAJLAR
ABD, küresel karbon emisyonlarının %12,6’sından sorumlu bir ülke. Buna karşın, toplam salımın yalnızca %1’ini oluşturan Türkiye, iklim politikalarında denge gözetmek zorunda. Türkiye’nin hedefi; çevreyi koruyan, fakat ekonomiyi de güçlendiren “kazan-kazan” formülleri geliştirmek olmalı. Bu aşamada çıkarılacak yasal düzenlemeler ve hayata geçirilecek politikalar, geleceğin yönünü belirleyecek.
Kaynak: Manşet Haber – Haber Merkezi
