ABD Başkanı Donald Trump, son kabine toplantısında yaptığı açıklamalarda ülkenin enerji politikasına dair mesajlar verdi. Kömür ve nükleerin yeniden yükselişe geçtiğini savunan Trump, rüzgar türbinleri ve güneş panellerine karşı olduğunu açıkça dile getirdi. Öncesinde, Danimarkalı şirket Ørsted’in %80’i tamamlanmış Revolution Wind açık deniz rüzgâr projesinin ulusal güvenlik gerekçesiyle durdurulması, yönetimin yenilenebilir enerjiye yönelik sert tutumunun enerji politikasındaki yön değişiminin belirgin kanıtı oldu.
ELEKTRİK İHTİYACI 3 KATINA ÇIKACAK
Trump, başta otomotiv sektörü olmak üzere üretimin yeniden ABD’ye dönmeye başladığını belirtti. Trump, yapay zekâ yatırımlarını desteklemek amacıyla dev veri merkezlerinin inşa edildiğini belirterek, bu tesislerin mevcut elektrik üretiminin iki, hatta üç katına kadar daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacağını vurguladı. Meta’nın Manhattan adasının yüzde 81’i büyüklüğünde veri merkezi kurmayı planladığını hatırlatan Trump, Çin’in onlarca kömür santrali inşa ettiğine dikkat çekerek “Bunun nedeni çok basit, işe yarıyor” dedi.
KÖMÜR VE NÜKLEERE DESTEK
“Nükleer enerji şu anda çok moda, güvenli ve ucuz” diyen Trump, güneş panellerinin tarım arazilerini işgal ettiğini, büyük tesisler için yetersiz kaldığını ve istikrarsız olduğunu savundu. Rüzgar türbinlerini ise “Ülkeyi bozup kuşlara zarar veren, evlerin değerini yarıya düşüren çirkin yapılar” şeklinde nitelendirdi.” olarak nitelendirdi. Yenilenebilir enerji yatırımlarını eleştiren Trump, “Sev ya da sevme fosil yakıtlar işe yarıyor. Buna ayrıca nükleer enerjiyi de katmak gerekir. Mega fabrikalar için bir ihtiyaç” sözleriyle fosil yakıtlara dönüş çağrısı yaptı.
BİDEN DÖNEMİ POLİTİKALARINA RADİKAL DÖNÜŞ
Trump’ın sözleri, ikinci başkanlık döneminde enerji alanında hayata geçirilen adımların adeta bir özeti olarak öne çıktı. Biden yönetiminin 2035’e kadar elektrik üretimini karbonsuzlaştırma hedefiyle desteklediği rüzgâr ve güneş projeleri, Trump döneminde büyük ölçüde durduruldu.
İKİNCİ DÖNEMDE ENERJİ POLİTİKASINDAKİ GELİŞMELER
20 Ocak: Federal toprak ve sularda rüzgâr projelerine izin süreçleri askıya alındı.
17 Nisan: New York açıklarındaki Equinor rüzgâr projesi çevresel inceleme gerekçesiyle durduruldu.
14 Mayıs: Biden döneminde yenilenebilir projelere sağlanan düşük maliyetli kira avantajı iptal edildi.
4 Temmuz: “One Big Beautiful Bill Act” yasasıyla rüzgâr ve güneş sübvansiyonları sona erdirildi.
6 Ağustos: Idaho’daki 1.000 MW’lık Lava Ridge rüzgâr projesi iptal edildi.
7 Ağustos: Düşük gelirli ailelere güneş desteği sağlayan 7 milyar dolarlık EPA programı kapatıldı.
15 Ağustos: Yenilenebilir enerji yatırımlarına vergi kredisi sınırlandırıldı.
18 Ağustos: Tarım arazilerinde güneş ve rüzgâr projelerine destek çekildi.
21 Ağustos: İthal rüzgâr türbini parçaları için ulusal güvenlik soruşturması başlatıldı.
22 Ağustos: Danimarkalı Ørsted’in Rhode Island açıklarındaki rüzgâr çiftliği ulusal güvenlik gerekçesiyle durduruldu.
25 Ağustos: Maryland açıklarındaki US Wind projesine verilen onayın iptali gündeme geldi.
Trump’ın söylemleri, ABD’nin enerji politikasında fosil ve nükleer kaynaklara yönelişi hızlandırırken; yenilenebilir enerji yatırımlarının geleceğini belirsizleştiriyor.
Kaynak: Manşet Haber – Haber Merkezi
