Ankara’da düzenlenen 11. Nükleer Santraller Zirvesi, Türkiye’nin nükleer enerji vizyonuna dair kritik değerlendirmelere sahne oldu. Zirvede konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı Nükleer Enerji Kıdemli Danışmanı Justin Friedman, Türkiye’nin nükleer alanda liderlik potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. “Bugün birçok gerekli unsur hazır. Gözlemlediğimiz sektörel gelişmeler, Türkiye’nin güçlü politikalar ve doğru işbirlikleriyle küresel ölçekte liderlik edebileceğini gösteriyor,” ifadelerini kullandı.
Friedman, “Türkiye liderlik mi yapacak, yoksa takipçi mi olacak?” sorusunun artık bir dönüm noktasında olduğunu belirterek, özel sektörün ve kamu kurumlarının gösterdiği kararlılığın bu alandaki inancını güçlendirdiğini söyledi. “Bazı net politika adımları atılarak ve stratejik ortaklıklarla — özellikle ABD’li şirketlerle kurulacak iş birlikleriyle — Türkiye, sadece kendi enerji dönüşümünü değil, küresel nükleer enerji vizyonunu da şekillendirebilir” dedi.
Zirve kapsamında “SMR Devrimi için ABD Liderliği” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Friedman, ABD’de küçük modüler reaktör (SMR) alanında lisans almış beş şirket bulunduğunu ve bu şirketlerin önemli bir bölümünün halihazırda nükleer ya da konvansiyonel enerji alanında faaliyet gösterdiğini belirtti. Bu durumun, özel sektörün nükleer teknolojiye olan ilgisini net şekilde ortaya koyduğunu dile getirdi.
Friedman, SMR projelerinde yatırım çekebilmenin temelinde net ve öngörülebilir regülasyonların yattığını belirterek, “Şebekeye entegrasyon takvimleri ve fiyatlandırma mekanizmaları netleştirildikçe yatırım iştahı da artacaktır” yorumunda bulundu.
Türkiye’de gerçekleştirdiği temaslara da değinen Friedman, beş büyük firma ve çeşitli sanayi dernekleriyle yaptığı görüşmelerden Türk özel sektörünün bu alanda öncü rol üstlenmek istediği izlenimini aldığını söyledi. “Görüşmelerimden çıkan tablo açık: Türkiye bu yarışta yer almak istiyor ve bu rolü üstlenecek kapasiteye sahip” diye konuştu.
Zirve kapsamında, Nükleer Sanayi Derneği (NSD) ile Bulgar Atom Forumu (BULATOM) arasında nükleer alanda bir iyi niyet anlaşması da imzalandı. Bu anlaşma, Türkiye ile Bulgaristan arasında nükleer enerji alanında potansiyel bölgesel iş birliklerinin ve ortak projelerin önünü açacak stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Nükleer enerjinin sadece bir enerji üretim biçimi değil, aynı zamanda enerji güvenliği, karbon nötr hedefleri ve ekonomik kalkınma için stratejik bir araç olduğunu vurgulayan Friedman, Türkiye’nin bu alanda daha aktif rol oynamasının zamanının geldiğini belirtti. “Türkiye’nin altyapısı, sanayi gücü ve jeopolitik konumu; onu nükleer enerjide yalnızca kullanıcı değil, aynı zamanda yön verici bir aktör haline getirebilir” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: Manşet Haber
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.