Enerji Geçişleri Komisyonu’nun (ETC) “Sıfır Karbonlu Binalara Ulaşmak: Elektrikli, Verimli ve Esnek” raporunda, elektrikli çözümler, enerji verimliliği ve sürdürülebilir inşaat yöntemlerinin, bina emisyonlarını sıfıra indirerek iklim hedeflerine ulaşmada önemli bir rol oynayacağı vurgulanıyor. Bu unsurların birleşimi, düşük karbonlu binaların inşasını mümkün kılacak ve sürdürülebilir enerji kullanımını artıracaktır.
Günümüzde küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte biri bina sektöründen kaynaklanıyor. Isıtma, soğutma, pişirme ve elektrikli cihazların fosil yakıtlarla çalıştırılması, emisyonların önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bunun yanı sıra konut ve ticari binaların inşasında kullanılan çimento, çelik gibi malzemeler de karbon salımına ciddi katkı sağlıyor. ETC’nin raporu, 2050’ye kadar sıfır karbonlu bina sektörüne ulaşmak için üç temel dönüşüm gerektiğine dikkat çekiyor.
Rapora göre, bina emisyonlarının büyük bir kısmı fosil yakıtlı ısıtma sistemleri ve pişirme teknolojilerinden kaynaklanıyor, bu sistemler küresel emisyonların yaklaşık yüzde 8’ini oluşturuyor. Raporda, ısı pompaları ve indüksiyonlu ocaklar gibi elektrikli alternatiflere geçişin hızlandırılması gerektiği vurgulanıyor. 2050’ye kadar elektrik, binalarda kullanılan enerjinin yüzde 80’ini oluşturabilir ve elektrik üretimi tamamen yenilenebilir kaynaklardan sağlanırsa, binaların operasyonel emisyonları sıfıra yakınlaşabilir.
Rapora göre, bina enerji verimliliğini artırmak, elektrik talebinin 2050’ye kadar üç katına çıkmasını engelleyebilir. Isı pompalarının verimliliğini artırmak, yalıtımı iyileştirmek, pasif soğutma teknikleri kullanmak ve akıllı enerji yönetim sistemleri geliştirmek bu artışı sınırlayabilir. Ayrıca, bina seviyesinde enerji depolama çözümleri (pil sistemleri, çatı güneş panelleri gibi) sayesinde enerji talebi yönetilebilir ve maliyetler düşürülebilir.
Bina sektöründeki emisyonların büyük bir kısmı inşaat süreçlerinden kaynaklanıyor; özellikle çelik ve beton üretimi küresel emisyonların yüzde 7’sini oluşturuyor. 2050’ye kadar küresel bina alanının yüzde 55 artması bekleniyor. Bu nedenle, düşük karbonlu inşaat malzemelerinin (ahşap, modüler tasarımlar gibi) kullanımı teşvik edilmeli ve binaların ömrü uzatılarak yeni inşaat ihtiyacı azaltılmalıdır.
Rapor, hükümetler, özel sektör ve finans kuruluşları arasında işbirliğinin artırılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, bölgesel iklim koşulları ve bina türlerine uygun özelleştirilmiş bina kodlarının geliştirilmesinin sektörün dönüşümünü hızlandırabileceğini belirtiyor.
Kaynak: Manşet Haber
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.